28 Aralık 2012 Cuma

Japon kadını yürümeyi bilmiyor.

Japonların kendine özgü bir giyim tarzı var.
Herşey çok fashion, çoğu zaman abartılı.
Öyle, bir kot, bir gömlek giyip çıkacak insanlar değil.

Özellikle kadınlar...

İlle de mini ille de mini...

Metrekareye bu kadar çok çarpık bacaklı kadının düştüğü bir ülkede, bu kadar çok kadının mini giymekte bu kadar ısrar etmesi sahiden enteresan.

Japon kadınlari bacaklarının güzel olmamasıyla ünlü, ama onlar için fark etmiyor.

Ille de mini etek, süper mini shortlar...
Ve altına kalın külotlu çoraplar ve şahane botlar, çizmeler...

Kadın cinsinin bu mini takıntısının bir şekilde bir açıklaması vardır. Ama ne?
Zira, güzel olan birşeyde ısrar edilir değil mi? Çirkin olanı kamufle etmeye eğilimlidir insanoğlu. Güzel değil, mini yakışmıyor, tabi bu benim fikrim, Japon toplumun genelinin benimle aynı fikirde olmadığı çok aşikar.

Ortaokul, lise öğrencilerinin etek boyuna öğretmenler oy vererek karar veriyor.

Ben, bunu, ortaokul ve lise zamanlarından beri giydikleri etek boyunun çok çok kisa olmasıyla açıklıyorum.

Ayrıca, ülkenin genelinde, fantezilere çok eğimli bir zihniyet hakim.
Eylemde olmasa dahi, zihniyette pedofiliye yatkın bir toplum.

Siz hangi ülkede gördünüz, ortaokul kızlarının, o yıl giyeceği formanın etek boyuna, o okulun hocalarının oy kullanarak karar verdiğini?

Ve genel eğilim etek boyunun mümkün olduğu kadar kısa olması yönünde.

Şimdi bu fantezi değildir de nedir?
Ben mi sapığım yoksa?

Kadınlarda bu mini takıntısı ve kıyafetlerindeki abartı öyle bir boyutta ki, yolda veya metroda, bu kadın acaba normal bir kadın mı diye düşünmekten alamıyoruz kendimizi.
Zira, sokaklar böyle abartılı giyinen kadınlardan ibaretse Japonların hayat kadınları nasıl giyiniyor, merak ediyorum.

Şahsen, Paris'in meşhur St Denis'inde gördüğüm kadınlarla, Tokyo'da metrolarda gördüğüm kadınlar arasında hiçbir fark yok.
 
Japon kadını yürümesini bilmiyor.

Ha bir de bu var. Japon kadını yürümeyi bilmiyor.
Yani bildiğin yürüyemiyorlar. Beceremiyorlar.

O "Geta" denilen Japon takunyalarıyla yürümek kolay mı öyle...
"Tabi" denilen çorabı giyiyorlar bir de üzerine, hani başparmağı diğer 4 parmaktan ayıran çorap.

Bir kere görünüş tam bir felaket. Şu çorap ve takunyayı hangi zevke hitaben giyiyorlar anlamak mümkün değil.



Eh haliyle o çorap ve takunyayla yürüyemiyorlar, böyle penguen gibi bıdı bıdı minik minik adımlarla ilerliyorlar.


Gençler belki artık o takunyaları giymiyor ama botlarla, normal ayakkabılarla onlar da yürüyemiyor.

Çünkü anneleri de yürüyemiyordu...

Yani yürüyememe durumu bence genetik, ırsi...

Direk kuşaktan kuşağa bedenin aktardığı, pardon aktaramadığı bir yeti...
Günümüzde düzgün ayakkabıyla bile yürüyemeyen kızların bir suçu yok...
Olay tamamen genetik, anneden geçme...

Valla ne diyim...
Japon kadını üzerine söylenecek şeyler bitmez de bitmez...
Hani kitap gibi kadın derler ya, Japon kadını aynen öyle, çevir çevir oku.

Görünen o ki ben Japon kadınına kafayı hafif taktım.
Daha çok konuşacağım anlaşılan...

Japon kadini yurumeyi bilmiyor.

Sumo gurescilerinin herkesin onunde torenle kesilen at kuyrugu...

Matrix'teki gbi beynime Tokyo'da hareket edebilme yetisi yuklensin istiyorum.

Ben de Japon Kadini olmak istiyorum.

Tokyo buram buram yalnizlik kokuyordu...

JAPONYA : Kultur farki diye ben buna derim.


Dunya Turu (8) HAWAII

Dunya Turu (7) LOS ANGELES

Dunya Turu (6) SAN FRANCISCO

Dunya Turu (5) ROAD TRIP ( Grand Canyon, Zion Canyon, Bryce Canyon Monument Valley, Yosemite...)

Dunya Turu (4) LAS VEGAS

Dunya Turu (3) BAHAMAS

Dunya Turu (2) MIAMI

Dunya Turu (1) Balayi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder