17 Ağustos 2012 Cuma

Road Trip (g) : YOSEMITE / Ayilarla çevrili bir vadinin dibinde uyuduk.

22 Eylul 2011 California

Bizi nasil bir gece bekliyor, hiçbir fikrim yok...

Dünyanin en güzel vadilerdinden birindeyiz.
Yosemite Parki'ndayiz...
Yosemite Parki çam ağaclariyla bezenmis, içinde gölü, şelalesi, dağı, tepesi, doğal erozyonlar sonucu oluşmuş enteresan kayalıkları, ayıları olan muazzam bir doğa harikasi.




Ve biz bu gece bu doğa harikasının içinde, ayılarla çevrili bir vadide uyuyacağız.

Ayılar sirf vahşi olduklari için onlari öldürmeyeceğiz.

Parkin karakteristik özelliği ayilarla kapli, çevrili olmasi...
Üstelik Amerikali'larin bu alani tum vahsiligiyle korumaya çalışmak gibi bir kaygilari var.
Ayilar Yosemite Parki'ni ziyarete gelen ziyaretçiler kadar önemli onlar için.

Diyorlar ki ayilar bildiginiz gibi vahşi hayvanlar ama kötü niyetli değiller, vahşilik onların doğası ve biz onlari sirf vahsi olduklari icin, insanlar rahat etsin diye öldürmeyecegiz. Çünkü herkes sorumluluğunu bilip önlemini alirsa ve ayıları tahrik etmezse kimse zarar görmez...
Gece olduktan sonra bekçiler köyde sürekli geziyor, herhangi bir çadır veya araba bir ayının saldırısına uğrarsa müdahele ediyorlar.
Genellikle onları sadece kovalıyorlar ama, öldürmek zorunda kaldıkları durumlar da oluyor.  Yosemite'e gelir gelmez herkese minik bir film izletiyorlar. Mesaji da veriyorlar:

"Insanin ihmalkarligi ve dikkatsizliği yüzünden dün bir ayıyı öldürmek zorunda kaldik. Ve bu sizin suçunuz."

Eyvah, parfümüm çantama dökülmüş ve kokusu 2 km'den duyuluyor...

Ayilara dair çok katı kurallar var.
Mesela hiçbir yiyecek, içecek, koku yayacak krem, parfüm, ıvır zıvır olmayacak yanımızda, uyuduğumuz yerde. Bu tür eşyalarin her biri çantalara konup, her çadırdan evin çnünde bulunan demirden yapilmis büyük sandiklara yerleştirilecek.
Yoksa ayilar kokuyu alıp arabalara saldırıyor, camını kırıyor, ciddi zararlar veriyormus.
Kalacağımız yer de oyle. Yanımızda herhangi bir koku yayan bir objet olursa, ayılar uyuduğumuz çadıra saldirabilirmis. Su bile yasak...
Kalacağımız çadır tarzı yerde elektrik te olmayacak. El feneri bulundurmasi gerekiyor her kişinin, o da sahiden çok az süreyle kullanmak koşuluyla...
Tuvalet zaten dışarıda ama gecenin o vakti bir ayıyla karşılaşma ihtimali varken git gidebilirsen...

Geceyi geçireceğimiz çadir eve varmadan evvel eşyalarimizi almak uzere arabaya gidiyoruz.
Eyvahhhh o da ne??? Parfumum cantamin içine tamamen dokulmus ve kokusu daha biz arabaya yaklasirken duyuluyor....

Mahvolduk!!! Ayilarin bu kokuyu almamasi mümkün değil, hem sadece çanta degil arabanin bagaji komple parfüm kokuyor. Eyvah !!!
Kendi kendimize diyoruz ki: Sabahleyin büyük bir surprizle karşılaşmaya hazır olalım. Zira bu gece ayılar bir arabaya saldiracaksa bu kesinlikle bizim araba olacak... Kaçari yok!!!

(Böylece bu arabacigin da basina gelmeyen kalmamis olacak.)

Yapacak bir sey yok. Sabaha göreceğiz...
Bütün eşyalarımızı demirden sandığa koymak üzere arabadan alıyoruz ama bagaja sinmis parfüm kokusuna yapılacak birşey yok....

YOSEMITE CURRY VILLAGE

Sonunda geceyi geçireceğimiz kampın bulunduğu vadiye iniyoruz.
Aaaa hiç düşündüğüm gibi degil, burasi çok cici bir köy. Curry village.
Kalacağımız yer evet çadır bezinden, ama minik bir ev şeklinde. Dağ evi gibi çok şirin.
3 basamak çıkıyorsun, eve giriveriyorsun. Içinde 2 yatak, çarşaf ve yorgan var hepsi o.
Tabiki bir konfor beklemiyoruz. Önemli olan parkın içinde doğada uyumak.
Bir de her evin önünde kilitli büyük demirden bir sandık bulunuyor. Yiyecek, içecek, koku yaymasi muhtemel ne varsa hepsi herseyin oraya konulmasi gerekiyor.


Curry Village'a bayildim...
Kayak yapmaya gittigimiz dağ kasabalarına benziyor.
Ortam aynı ortam...
Cafeler var, küçük küçük alışveriş yerleri var. Bütün kasaba için büyük bir açık büfe servis kurulmus devasa bir yemekhanede, çok şahane degil ama bu kadar kuş uçmaz kervan geçmez bir vadinin dibinde, medeniyetten uzak o koşullarda sıcak bir tabak yemek yiyebilmek şahane bir duygu...

Yemekten sonra herkesin uğrak yeri lounge tarzi bir yer var.
Kocaman bir dağ evi salonu...
Kenarda yanan bir somine, herkesin rastgele yayildigi kocaman rahat koltuklar...
Herkesin sessiz, sakin, huzurlu, dinlendirici vakit geçirmek için geldigi bir yer. 
Ortam o kadar hoş ki, ODTU yillarimda dağcılık topluluğuyla katıldığım aktiviteleri anımsatıyor bana. Aksam oldu mu herkesin takildığı büyük bir salon, sıcak ve sessiz bir ortam...
Doğanin o erdemli, huzur veren sessizliğine ayak uyduruyor insan...
Kapilip gidiyor...


Insan doğada mutlu, huzurlu...
Şehir hayatı gereksiz şekilde fazla teferruatlı...

Soğuktan büzülerek, bekçinin ayak seslerini duyarak, acaba dışarıda neler oluyor diye düşünerek, konforsuz ama keyifle uyuduğumuz bir gecenin ardından uyanıyoruz...

İlk işimiz arabayı kontrol etmek. Talan edilmis bir halde bulmaktan korkuyoruz.

Yok birsey...
Yoksa ayilarin burnu öyle iddia edildigi kadar keskin mi degil?
Hadi yine iyiyiz. Dört ayagimizin üstüne düşmüşüz yine...

Günün ilk ışıklarıyla beraber güzel bir kahvaltı ve Yosemite Parki'nda uzun bir hiking bizi bekliyor...




*** Special Dedicace: Steve Jobs San Francisco'lu olup Yosemite'nin mudavimlerindenmis. Hatta dugununu bile Yosemite'de yapmis. Huzur içinde uyusun..."***


A / Zion Canyon
B / Bryce Canyon
C / Antelope Canyon
D / Monument Valley 
E / Grand Canyon
F / Death Valley
G / YOSEMITE
Yosemite Devam

Dunya Turu (8) HAWAII

Dunya Turu (7) LOS ANGELES

Dunya Turu (6) SAN FRANCISCO

Dunya Turu (5) ROAD TRIP ( Grand Canyon, Zion Canyon, Bryce Canyon Monument Valley, Yosemite...)

Dunya Turu (4) LAS VEGAS

Dunya Turu (3) BAHAMAS

Dunya Turu (2) MIAMI

Dunya Turu (1) Balayi

2 yorum:

  1. köyde nasıl kalacağınızı nasıl ayarladınız? ücret belirtebilirmisiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba. Koyde kalacagimizi son dakika belirledik ve ucret onlarin internet sitelerinde belirtildigi gibi...

      Sil